Anneler hepimizin gözünde kutsal varlıklardır. Toplumsal değerlerimiz arasında onlara ayrılan yer her zaman çok özel ve güzeldir. Ancak bazen bununla çelişen bazı anne-çocuk ilişkileri de olabiliyor. Her ne kadar bunu kendilerine ya da çevrelerine itiraf etmekte zorlansalar da bazı çocuklar ya da yetişkinler annemi sevmiyorum Düşünce mevcuttur.
annemi sevmiyorum Bunun düşüncesi çoğu zaman suçluluk duygusudur. Bu nedenle bunu öncelikle kendinize ve tabii ki çevrenizdekilere ifade etmeniz çok zordur. Çünkü normal şartlarda anne ile çocuk arasında doğumdan itibaren devam eden güçlü bir sevgi bağı vardır. Bu bağı kuramayan anne ve çocuklar toplumsal değerlere aykırı bir hata yaptıklarını hissedeceklerdir. Dolayısıyla böyle bir duyguyu ifade etmek kolay olmayacaktır. Ancak bir çocuğun ya da bir yetişkinin annesini sevmediğini söylemesi bir hak olmalıdır. Bu sebepsiz yere gelişen bir duygu değildir. sebepsiz yere çocuk yok annemi sevmiyorum Düşüncelerine ve duygularına kapılmaz. Bunun temelinde anneden kaynaklanan sevgi ve bağlanma sorunları yatmaktadır. Çünkü annenin çocuğuyla ilgilenme ve onun ihtiyaçlarını karşılama biçimi, çocuğun annesine duyduğu sevginin temelini oluşturur. Tamamen annesi tarafından sevgiyle yetiştirilen bir çocuk, annesine karşı bağlılığı, güveni ve büyük sevgiyi hissedecektir. Ancak tam tersi durumda, yani yeterince bakım görmeyen ve ihtiyaçları karşılanmayan çocuk, annesine karşı öfke, kırgınlık ve bağımsızlık duygusu yaşayacaktır. Bu durum hem kendisine hem de çevresine itiraf etmekte zorlandığı gerçeğini de beraberinde getirir. annemi sevmiyorum duyguyu ortaya çıkaracaktır.
Annemi Sevmek Zorunda mıyım?
annemi sevmiyorum Bu duyguyu yaşayan pek çok çocuk aslında “Annemi sevmek zorunda mıyım?” sorusunun cevabını arıyor. Uzmanlara göre kimse annesini sevmek zorunda değil. Ancak bunu açıkça ifade etmek oldukça zordur. Aslında hepimizin annelerimize kızdığımız anlar olmuştur. Annemiz ya istediğimiz bir şeyi başaramadı ya da bizi hayal kırıklığına uğratacak bir olay yaşamamıza sebep oldu. Bu tür durumların ne sıklıkta gerçekleştiği ve sonrasında annenin tutumunun süre açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada önemli olan öfke anında hissedilen duygu ile sürekli hissedilen duyguyu iyi ayırt edebilmektir.