Aşkım çok mu şişmanım? Buradan 2 sandalyeyi nasıl alacağınızı anlatayım.
Aman Tanrım, bu mümkün olamaz, ben körüm. Artık üzgün olamam.
Kız dediğin İstanbul gibi olmalı. Fetih zordur, yalnızca bir fatih vardır!
Kız arkadaşımı o kadar çok seviyorum ki, yaşlanmasın diye başkalarının kız arkadaşlarını kullanıyorum…
Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovuyorlardı. Onuncu köyden sesleniyorum, seni çok seviyorum.
“Ya benimsin, ya da kara toprağın!” Bahsettiğim kız Toprak adında esmer tenli bir çocukla evlendi. Ben zaten öyle söyledim.
Başarılı bir erkek, karısının harcayabileceğinden daha fazlasını kazanan kişidir. Başarılı kadın böyle bir erkeği bulan kadındır.
Bir kadın güzelse kork; Eğer güzel ve yalnızsa daha da kork; Eğer güzelse, yalnızsa ve kırılmışsa hemen ölü taklidi yapın.
Karanlıktı, gözleri parlıyordu, eğildim, bacaklarını ayırdım ve göğüslerini avuçladım. Çok keyif alıyordum. Çünkü hayatımda ilk kez inek sağıyordum.
Bir gün adamın biri sivrisinek kovucu almaya gitti. Eczacı sordu: Sineğinin nesi var?
Dün gece seni o kadar aradım, soğuk bedenime dokunmanı o kadar istedim ki, çıplak ve sensiz yatmak zorunda kaldım! Neredeydin sevgili pijamalarım?
Sana bir şey söyleyeyim? Beni bir daha rahatsız etme. Pislikle işim yok. Allah seni kahretsin. Hayatımı mahvettin, seni piç.
Zenginin birinin kırsalda düğünü olsa ne kadar romantik, ne kadar özgün, ne kadar organik olurdu. Eğer bunu yapsaydık zavallı adamın bir salon almaya parası yetmez miydi?
Ey dağları, taşları ve her şeyi yaratan Rabbim, her şeye ayrı bir güzellik verirken, insanlara mantık, akıl ve akıl verirken bu mesaja bakan bu kulunu neden unuttun?
Erkekler neden kendileriyle ilgilenmeyen kadınların peşinden koşar? Köpeklerin kullanamayacakları arabaları kovalaması gibi!
Sevgilim, seni televizyon kumandasından, futboldan, Pazar gazetesinden daha çok sevdiğimi söylemiş miydim?
Bu güzellik, bu zeka, bu akıl, özellikle bu anlamlı gözlerin büyüsü, Allah bütün güzellikleri bir yerde toplamıştır. Neyse, kendimden çok bahsettim, peki ya sen?
Mert Havayolları’na ait 4260 numaralı aşk uçağı güzel kalbinize inmek için izin istiyor. Eğer izin vermezsen bu aşk uçağı kamikaze dalışı yapacak.
Sütlaç kadar tatlı, lahmacun kadar sıcak, çiğ köfte kadar sıcak, dolma kadar çekici, bulgur kadar tatlı, içli köfte kadar mükemmelsin.
Sohbet etmek istiyorsanız 1’e, birine sarılmak istiyorsanız 2’ye, eğlenmek için 3’e, mutlu olmak için 4’e, hepsini istiyorsanız numarama basın.
Geçen gün düşündüm ve evet dedim, çok beğendim, umarım siz de seversiniz. Peki dondurmayı kim sevmez ki? Ben dondurmayı severim peki ya sen?
Ey garson, bana yüreğim kadar yanık bir döner, düşüncelerim kadar karmaşık bir salata, acılarım kadar keskin bir kahve getir.
Türk kanunlarının aşk maddesi uyarınca izinsiz kalbime girdiğin için seni ömür boyu kalbime hapsediyorum.
Aşk deliliğin en keyifli türevidir, öpüşmek ise onun tamamlayıcısıdır.
Ben sensiz yaşayabilirim. En azından kafamı dinliyorum.
Kadının hakkı diye bir şey yoktur çünkü onun hakkı erkek adıdır.
Kendim için bir şey istiyorsam anneme güzel bir gelin nasip et Allah’ım! Amin.
Adama sordular: Karınla ortak bir noktan var mı? Aynı gün evlendik dedi.
Doktorum sigaradan uzak durmamı söyledi, ben de bir metrelik ağızlık yaptırdım.
Kayınvalidemi bugün saat on iki sıralarında kaybettim. Beni görenlerin dikkate almamalarını rica ediyorum.
Başkalarının sizi ezmesine izin vermeyin, koçluk yapın, ders çalışın ve ehliyetinizi alın, siz onları ezin.
Köyümüzde ağaçlara aşı yapıldığı gün ağaçlar tatil olurdu ve okula gidemezlerdi.
Beni tanıyasınız diye kırmızı yaka mikrofonu takacağım. Beni böyle tanıyorsun.
Hey dostum, yumurtayı nasıl seversin, kızarmış mı yoksa haşlanmış mı?
Dünyayı kadının önüne serseniz “Böyle yayarsak daha iyi olmaz mı?” der. diyor.
“Her şey yoluna girecek” cümlesinde “t” kılığına girmiş b’yi bulun.
Sana bakmak beyaz bir sayfaya bakmak gibi. Yine çok fazla toz kullandın…
Eğer doktor olsaydım her gün kendime rapor yazıp işe gitmezdim. Hala zekayla doluyum.
Ders çalışmayı seviyorum ama çalışmıyorum. Çünkü uzaktan sevmek en güzel aşktır.
Atalarımız Orta Asya’yı terk edip ters yöne gitselerdi şimdi Japon olurduk.
Romantik filmler başladığında “Bu filmdeki adamlar tamamen hayal ürünüdür. “Gerçek hayatla hiçbir ilgisi yoktur.” yazılmalıdır.
Senin ve benim, sonsuzluktan gelen ve ince merceğin odak noktasında kesişen iki ışın olabileceğimiz ihtimali hoşuma gitti.
Önce o yazsın, ben yazmayacağım, o eklesin, ben eklemeyeceğim, o konuşsun, ben konuşmayacağım. “Neden yalnızım?” diye ağlama tuzağına düşen kişiyi bulduk.
Hey dostum, akıllı olup dünyanın acılarına katlanmak yerine, deli ol ve dünya senin acılarını çeksin.
Komik bir bilmece sorayım. Bir elma neden diskoya gitti? Cevap: Solucanlarını dökmek için.
Aşk muz kabuğu gibi kaygandır ama dikkatli olmazsanız ayağınız değil hayatınız kayar.
Hiçbir kötü alışkanlığım yok. Hiçbir önyargım yok. Bütün insanlardan nefret ediyorum, hepsi bu.
Boşuna söylemiyorlar, her gün Sevgililer Günü. Seni deli gibi seven deli.
Akıllı ol, kapı önünde sevişme, aşkın gözü kördür ama komşunun asla.
Bütün erkekler limon gibidir, baktığınızda ağzınız sulanır ama yediğinizde mideniz bulanır.
Neden söylediklerimi dinlemiyorsun? Çok koştun, terliyor olmalısın, sana terlik getireyim.
Biraz gelişin, olayları algılayamazsınız, sol kulağınızı tıkarsanız daha sağduyulu olursunuz.
Her şeyin bir yolu var, oğlumun adını mafya koydum, artık ben de mafya babasıyım.
Oğlum sen çok tembelsin, biraz çalış ve oturarak başarıya ulaşabilen tek canlı tavuktur.
Adamın biri komşusunun evine gitti ve hamile kaldı. Bakalım neden? Çünkü komşu kapıya kadar geçirdi.
Kalbinde bana yer yoksa güzelim; Önemli değil, ayakta gidebilirim.
Ne yerseniz yiyin ağzınızda asit oluşur. Benim falımı söylemene ihtiyacın yok, zaten ağzında hiç dişin kalmadı.
Aşkın izlediği yol; Sözlerle başlıyor, dudaklarla besleniyor ve dokuz ay sonra babaya sesleniyor.
Her aşık anladı; Babam annemi severdi, Mecnun Leyla’yı severdi, ben de babamı severdim.
Türküm, dürüstüm, çalışkanım, bu yüzden iyi geliri olan bir kadınla evlenmek istiyorum.
Erkeklerin otoparklar gibi olduğunu bilin. İstediğin kadar geri gel, bütün iyiler kaybolmuştur.
1982 yılında içilen kahveler hatırlanıyor. İlgilenenlere duyurulması önemlidir!
Sana kaç kere söyleyeceğim güzelim, güzelliğin sana zorla getirilemeyeceğini, bunun ancak estetik ameliyatla sağlanabileceğini düşünüyorum.